Gebelik Kusması ve Akupunktur

Gebelik Kusması ve Akupunktur

(HİPEREMEZİS GRAVİDARUM)

Gebelik döneminde Bulantı toplumumuzda normal bir bulgu olarak düşünülür. Gerçektende gebelik döneminde hamile kadınların bir çoğunda bulantı ve kusma şikayetleri görülebilmektedir.

Gebelik bulantı kusması (morning sickness) gebeliğin birinci trimesterinde gebelerin yaklaşık % 50 ile 80’ninde görülmekte ve kadınların sosyal, profesyonel ve ailevi yaşantıları üzerinde olumsuz etkilere yol açmaktadır(1).

Daha ağır bulantı-kusma tablosuyla seyreden Hiperemezis Gravidarum (H.Gravidarum) ise kilo kaybına (vucut ağırlığının %5’ine eşit veya fazla) yol açacak düzeyde aşırı bulantı, kusma ve dehidratasyon, ketozis, elektrolit ve asid-baz dengesizliği, bazen de hepatik ve renal yetmezlik ile seyredebilen bir klinik tablodur. H.Gravidarum’ un klinik bulguları tipik olarak gebeliğin 4 ile 8. haftaları arasında başlayıp, genellikle 20. gebelik haftasından önce sonlanmaktaysa da, nadiren bulguların gebelik boyunca devam ettiği inatçı vakalarla da karşılaşılabilmektedir. H.Gravidarum insidansının toplumdan topluma değişmekle birlikte, genellikle % 0.5-1 civarında olduğu kabul edilmektedir.

Gebelikte Aşırı Bulantı Ve Kusma'nın (Hiperemezis Gravidarum) Nedenleri

H.Gravidarum’un nedeni tam olarak bilinmemektedir. H.Gravidarum’a yol açtığı, ya da şiddetlendirdiği kabul edilen etkenler şunlardır:

  • Gebelik hormonları (Human Chorionic Gonadotropin [hCG]),
  • Estradiol (E2),
  • Progesterone,
  • Hipertiroidizm,
  • Üst Gastrointestinal Sistem(GiS) dismotilitesi,
  • İmmun Sistem Disfonksiyonu,
  • Beslenme Bozuklukları,
  • Helicobacter Pylori (H. pylori) Enfeksiyonu
  • Psikolojik Faktörler.

Bu kadar çok sayıda etken sıralanmasına karşın, bugüne kadar bu etkenlerden hiçbiriyle hastalığın etyopatogenezi tam olarak açıklanamamıştır.

Hormonal Teori (hCG)

H.Gravidarum’ un klinik belirtileri genellikle serum Beta-hCG (ß-hCG) seviyelerinin en yüksek düzeylere ulaştığı gebeliğin ilk trimesterinde ortaya çıkar. Yine ßhCG seviyelerinin normalden daha yüksek seyrettiği çoğul gebelikler ve gestasyonel trofoblastik hastalıklarda da H.Gravidarum kliniğinin daha sık gözlendiği bilinmektedir. Bununla birlikte, H.Gravidarum’lu hastalarla kontrol grubundaki gebeleri karşılaştıran çalışmalarda serum ß-hCG seviyelerini yüksek bulan araştırmacıların yanı sıra, farklılık bulamayanlarda vardır.

Ayrıca Progesteron tek başına veya östrojenle birlikte bulantı ve kusmaya neden olabilir. Progesteronun düz kas kontraksiyonunu azalttığı, bu nedenle mide motilitesini ve dolayısıyla mide boşalmasını olumsuz yönde etkileyerek, bulantı kusmaya neden olabileceği bildirilmiştir.

Yapılan bir çalışmada ise (Goodvin ve ark.) gebelerdeki yüksek hCG seviyesi ve hipertiroidizm ile bulantı kusma şiddetinin doğru orantılı olduğunu göstermişlerdir.

Gebelikde hafif bulantılardan çok ağır kusmaların olduğu ileri tiplerine kadar Hiperemezis Gravidarum yaşam kalitesini ciddi anlamda sekteye uğratan ve de beslenme bozukluğundan, depresif semptomların oluşumuna neden olacak kadar ciddi bir klinik tablodur.

Gebelik bulantı ve kusmalarında akupunkturun hiçde hafife alınmayacak tedaviye katkıları bulunmaktadır. Akupunktur seanslarımız genelde vücud akupunkturu ile uygulanmaktadır. Seansların sıklığı ise hastalığın şiddetine göre değişmektedir. Kimi şiddetli kusmaları olan ve günlük kusma sayısı 10'un üzerinde olan hastalarda öncelikle günaşırı vücud akupunktur seanları uygulanmakta ve hastanın tedaviye verdiği cevaba göre tedavi planı oluşturulmaktadır. Bulantı ve kusma sayısında azalmalar olursa seans araları uzatılmaktadır.

Hiperemezis Gravidarumun etyolojik nedenlerinde olabileceği düşünülen Beta-hcg hormonunun yükselme eğrisi genellikle ilk trimester sonuna kadar devam etmekte ve gebelik bulantılarıda ilk 12-14 hafta da fazlaca olabilmektedir. 14. haftadan sonra bulantı ve kusmalar normal gebelik seyrinde genellikle azalmaktadır. Bazı hastalarda ise gebelik boyunca nadirde olsa bulantı ve kusmalar devam edebilmektedir.

Akupunktur ile Hiperemezis Gravidarum tedavisinin ne kadar süreceği ve kaç seans yapılacağı bu nedenlerden dolayı hastanın tedaviye verdiği cevaba ve hastalığının seyrine göre değişebilmektedir. Fakat genel olarak hastaların ilk trimester sonunda bulantı ve kusmalarının şiddetinin neredeyse yok denebilecek bir düzeye indiği de saptanmaktadır. Tabi nadirde olsa gebelik boyu devam eden hiperemezis gravidarum vakaları konu dışında bırakılacak olursa. Tedavide daha çok klasik vücut akupunkturu uygulanmakta ve seanslar 20 dk kadar sürmektedir. Seans aralıklarının ne kadar olacağı hastanın tedaviye verdiği cevaba göre değişmektedir. Uygulanan akupunktur tedavisi dışında hastanın beslenme düzenide planlanmakta ve bu süreçte nasıl beslenmesi gerektiği hastaya detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. Kimi zaman 2-3 günde bir uygulanan akupunktur tedavisi başlarda günaşırı uygulanması gerekebilmektedir. Hastaların daha ilk seans sonrası bile bulantı ve kusmaları azalmakta ve aynı zamanda azalmış olan iştahlarında da artış görülebilmektedir.

Sonuç olarak gebelik döneminde hayat kalitesini ve hamilelik sürecini ciddi anlamda bozan ve beslenme bozukluğundan anksiyete ve depresif semptomlara kadar çeşitli sıkıntılara yol açan bu süreçte Akupunktur ile daha kaliteli bir hamilelik süreci yaşanabilmektedir...

Kaynaklar
1.Y. Doç. Dr. A.Serhan CEVRiOĞLU, Doç. Dr. İdris KOCAK   TJOD Uzmanlık Sonrası Eğitim Dergisi 2004;8:203-210 203
2.Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Akupunktur Eğitim Notları
3.Dr.Kamil Tuzgöl, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya A.B.D Doktora Programı

 

 

Akupunktur

 

Dr. Kamil Tuzgöl
Hakkında
Tavsiye Edenler
Tavsiye Edin